Diyabet Derneği Milletvekillerine Diyabete Yaklaşımlarından Dolayı Tepki Gösterdi
Kıbrıs Türk Diyabet Derneği, milletvekillerine, diyabete yaklaşımlarından dolayı tepki gösterdi.
Kıbrıs Türk Diyabet Derneği yaptığı yazılı açıklamada, Halkın Partisi (HP) Girne Milletvekili Jale Refik Rogers’in Mecliste Sağlık Bakanlığı bütçesi görüşülürken cihaz, altyapı ve bina eksiklerinin tamamlanmasının kolay olmadığını, kısıtlı bütçenin etkin kullanılması gerektiğini söylediğini ve “Bu açıdan atılması gereken en önemli adım israfın önlenmesi ve sağlıktaki kara deliklerin kapatılmasıdır” dediğini kaydetti.
Meclis çoğunluğunun belki de tümünün, bu yaklaşımın doğruluğuna veya olayı böyle göstermek gerektiğine inandıkları savunulan açıklamada, bu söylenenlerden yola çıkarak Diyabet Derneği olarak görüşlerini kamuoyu ile paylaşmak ve dikkatleri sorunların nasıl çözülmesi gerektiğine çekmek istedikleri kaydedildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Kara delikler derken ne anlatılmak istendi? Sayın Rogers kara deliklerden birinin “ilaç alımı” olduğunu söylüyor.
İhale usulüyle en ucuz ilaç alındığına göre, bu “kara delik” envanter otomasyonu ile mi kapatılacak?
Ucuz ilacın kendisi zaten kara deliğin en büyüğü. Neden ucuz ki? Satın alınan ilacın ihtiva ettiği etkin madde etiketinde yazılanla birebir örtüşüyor mu? Yoksa etkindirler de biz mi fark etmiyoruz? Bu nedenle mi eczanelerde “İngiltere’den gelen” ilaçlar da satılıyor?”
İlacın yeterli etkisi yoksa zaten hastalığın uzayıp masrafının da artacağına işaret edilen Diyabet Derneği açıklamasında, ilaçlı tedavide en ucuz ve etkili yolun, hastanın en kısa sürede en etkili uygulamalarla tedavi edilmesinin olması gerektiği vurgulandı.
Kuzey Kıbrıs’ta “koruyucu sağlık” sisteminin kurulmasına ve ilaçlı tedavi sistemi ile entegre edilmesine ihtiyaç olduğuna dikkat çekilen açıklamada, bu görevin Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi’nin sorumluluk alanında olmadığı savunuldu.
Diyabet Derneği açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Tabii ki HPV virüsünün sebep olduğu rahim ağzı kanseri önemlidir ve aşı yapılması mutlaka sağlanmalıdır. Ancak bu, her şeyden önce insana verilen değerden dolayı yapılmalıdır. İleride kanser olursa devlete yükü artar diye düşünülürse biz size daha kolay ve daha ucuz yöntemlerle önlenebilecek ama şimdi hızla çoğalan kalp damar ameliyatları için bıçak altına yatan diyabetik hastaları gösterebiliriz.”
“OBEZİTE ÖZELLİKLE TİP 2 DİYABETİN EN ÖNEMLİ ETKENLERİNDEN”
Kuzey Kıbrıs’ta diyabetli ve prediyabetliler (ki her yıl %10 kadarı diyabet olur) birlikte dikkate alınırsa bunun oranının yüzde 30’lara vardığı ifade edilen açıklamada,, obezitenin özellikle Tip 2 diyabetin en önemli etkenlerinden olduğu ve bugün 12-15 yaş aralığındaki gençlerde fazla kilolu oranının yüzde 6,9 ve obez olanların oranının ise yüzde 14,8 olduğuna dikkat çekildi.
Açıklamada, komplikasyonların önlenmesi ve azaltılmasının maliyetleri kontrol altında tutmanın en iyi yolu olduğuna dikkat çekilerek, diyabetin kontrolü; diyabete bağlı hastalıkların da kontrolü, maliyetlerin düşmesi ve devletin mali yükünün azaltılması anlamına geldiği vurgulandı.
Açıklamada, bu nedenle diyabetin önlenmesi çalışmalarını yükseltmek; koroner bypass (kalp damar hastalıkları), hemodiyaliz ihtiyacı gösteren böbrek hastalıkları, diyabetin neden olduğu görme kayıpları ve ayak-bacak ampütasyonları (kesilmeleri) gibi diyabete bağlı hastalıkların oluşturduğu mali yükün azaltılmasının hedeflenmesi gerektiği dile getirildi.
(TUĞ/HA)